ODTÜ Refika Aksoy Yurdu öğrencileri, güvenli yurtlar, güvenli kampüs talebiyle yurt önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Öğrenciler yurtlarında kalan ve nitelikli cinsel saldırı suçundan yargılanan Yunus Emre Öztürk’ün yargı süreci devam ederken yurttan uzaklaştırılmasını talep etti

ODTÜ Refika Aksoy Yurdu öğrencileri, güvenli yurtlar, güvenli kampüs talebiyle 11 Aralık tarihinde yurt önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Öğrenciler, yurtta kalan ve nitelikli cinsel saldırı suçundan yargılanan Yunus Emre Öztürk’ün yargı sürecinin devam ettiğini aktarırken, failin bu yargı süreci devam ederken yurttan uzaklaştırılmasını talep etti.
Öğrenciler, iktidarın cezasızlık politikalarının üniversitelere ve yurtlara sirayet ettiğini belirterek, failin değil öğrencilerin güvenliğini esas alan tedbirlerin derhal uygulanmasını istedi.
Açıklamada, son dönemde iktidarın cezasızlık politikalarına değinen öğrenciler, bu durumun en somut örneğinin kampüste yaşandığı belirtti. Öğrenciler, sanık Yunus Emre Öztürk hakkındaki dava dosyasına dair şunları söyledi:
“Dosyalarda onlarca delil olmasına, Adli Tıp raporu ve ayrıca Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Bölümü’nün hazırladığı raporlarda cinsel saldırı olayının alenen tespit edilmiş olmasına, dinlenen tanıkların sanık aleyhine beyanda bulunmuş olmalarına rağmen; bunlar hiç yokmuşçasına sanık hakkında beraat kararı verilmesi ve elini kolunu sallayarak kampüste gezmesine yetkililerce müsaade edilmesi kabul edilemezdir.”
Cinsel saldırı suçundan yargılanan bir sanığın kadın-erkek karma bir yurtta yaşamaya devam etmesinin “bireysel bir ihmal” olmadığını söyleyen öğrenciler, bu durumun iktidarın yıllardır sürdürdüğü politikaların bir sonucu olduğunu belirtti.
Dönem başından beri artan güvenlik sorunlarına dikkat çeken öğrenciler, üniversite yönetiminin ve iktidarın tutumundaki çelişkiye dair de şunları söyledi:
Öğrencileri eyleme katıldı diye kolayca yurtlardan, okullardan atabilen iktidar ve uzantısı rektörler, nitelikli cinsel saldırıdan yargılanan birinin aramızda bulunmasına nasıl izin veriyor? Kendilerine karşı gördüklerine istediklerini dayatırken; kendi politikalarını besleyen durumlar karşısında tepkisiz kalarak kadınların güvensizliğini artırıyorlar.
Tüm kampüsün güvenliğinin tehlikede olduğunu belirten öğrenciler, Yunus Emre Öztürk’ün yargılanma süreci devam ederken öğrencilerin güvenliğini esas alan geçici idari tedbirlerin uygulanmasını, failin bölümden ve yurttan derhal uzaklaştırılmasını talep etti.
Açıklamanın tamamı ise şu şekilde:
Özellikle son bir yıl içerisinde iktidarın cezasızlık politikalarının hat safhada olduğunu görüyoruz, gözümüzün en önündeki örneği de yurdumuzda kalan nitelikli cinsel saldırı suçundan yargılanan sanık Yunus Emre Öztürk.
Dosyalarda onlarca delil olmasına, Adli Tıp raporu ve ayrıca Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Bölümü’nün hazırladığı raporlarda cinsel saldırı olayının alenen tespit edilmiş olmasına, dinlenen tanıkların bu yönde sanık aleyhine beyanda bulunmuş olmalarına rağmen bunlar hiç yokmuşçasına sanık hakkında beraat kararı verilmesi ve elini kolunu sallayarak kampüste gezmesine yetkililerce müsaade edilmesi kabul edilemezdir.
Cinsel saldırı suçundan yargılanan bir sanığın hala kadın-erkek karışık yurtta yaşamaya devam etmesi bireysel bir ihmal değildir. Bu, iktidarın yıllardır sürdürdüğü cezasızlık politikalarının üniversitelere ve yurtlara kadar nüfuz etmesinin somut bir sonucudur.
Failleri yargı eliyle koruyan, kampüste dolaştırmaya devam eden, yurtta barındıran bu düzen; kadınları, LGBTİ+’ları ve tüm öğrencileri sistematik bir şekilde güvencesiz bırakmaktadır.
Bu kişi kampüsümüzde, yurdumuzda elini kolunu sallayarak, rahat rahat gezerken başta kadınlar olmak üzere öğrencilerin güvenliğini tehlikeye atmaktadır.
Dönemin başından beri artan güvensizliği faika demiray ve refika aksoy yurtları olarak bir araya gelmiş ve gündem etmiştik. Öğrencileri eyleme katıldı diye kolayca yurtlardan, okullardan atabilen iktidar ve uzantısı rektörler, nitelikli cinsel saldırıdan, tacizden yargılanan birinin aramızda bulunmasına nasıl izin veriyor? Kendilerine karşı gördüklerine istediklerini dayatırken; kendi politikalarını besleyen durumlar karşısında tepkisiz, hareketsiz kalmayı seçerek öğrencilerin, kadınların güvensizliğini artırıyor.
Bu tüm kampüsün güvenliğinin meselesidir. İktidar politikalarının, tacizcileri koruyarak yaşamımızı kısıtlayanların karşısındayız.
Cezasızlık politikalarının kalkmasını, tüm süreçlerin şeffaf bir biçimde yürütülmesi ve öğrencilerin bilgi edinme hakkına saygı gösterilmesini, üniversite genelinde güvenli kampüs ve güvenli yurt standartlarını sağlayacak, söz hakkının kadınlar ve yurtlarda barınan öğrencilerde olduğu bağlayıcı ve denetlenebilir mekanizmaların oluşturulmasını ve sanık Yunus Emre Öztürk’ün yargılanma süreci devam ederken öğrencilerin güvenliğini esas alan geçici idari tedbirlerin derhâl uygulanmasını, kendi bölümünden de, yurdumuzdan da, okulumuzdan da uzaklaştırılmasını talep ediyoruz.
Yaşam alanlarımızın eşit, özgür, erişilebilir bir yapıda olmasını; etkin CİTÖB, güvenli yurtlar, güvenli kampüs, güvenli bir ülke istiyoruz.
Sendika.Org